“Annem bir ekmek, bir gazete istiyor bakkal amca.”
İlk görevlerimden biri buydu. Ciddiye almıştım. Her sabah aynı replikle bakkala dalıyor, kendimi aile ekonomisinin küçük ama gururlu bir parçası gibi hissediyordum.
Henüz okuma yazma bilmiyordum ama ekmeğin hayatta kalmak için şart olduğunu çözmüştüm. Gazetenin ne işe yaradığını bilmiyordum ama büyükler sanki içinde evrenin sırları yazıyormuş gibi okuyordu. Herhalde o da önemliydi.
Zaman geçti. Ekmek değişti. Şimdi her yerde “unsuz”, “glutensiz”, “taş değirmende öğütülmüş”, “ata tohumlu siyezli” ekmekler var.
Haber alma şeklimiz de değişti. Haber çeşidi bol. Ama doğru, temiz ve bağımsız bilgi bulmak hâlâ kokulu çilek bulmak gibi: Az, değerli ve lezzetli.
İşte Fayn tam da bu yüzden var.
Biz diyoruz ki haber alma hakkı, içme suyu gibi temel bir ihtiyaç. Üstelik bu bir kamu hakkı. İşine sadık gazeteciler de kamu görevi yaptıklarının farkındadır. Biz de o bilinçle hareket etmeye çalışıyoruz. Öyle olunca da kamu kesesinden yandaşlara dağıtılan kaynaklardan yoksunuz ama iyi ki siz varsınız.