Sevgili Ahlak Bekçisi,

Benim dertlendiğim bir konu var ve eminim ki bu dert sadece benim değil pek çok insanın yaşadığı bir şey. Benim anlatacağım hâl biraz işle, yani profesyonel hayatla ilgili gibi duruyor ama aslında özünde bununla sınırlı değil. Hayatın neredeyse her alanında ve çok sayıda insan için geçerli. Neyse ben en iyisi konuya gireyim.

Uzunca zamandır memlekette bir adaletsizlik sorunu olduğu aşikâr. Ancak üç ay kadar önce özellikle Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali ve gözaltına alınması, bu adaletsizlik durumunu iyice ayyuka çıkardı. Geniş kitleler buna ciddi tepki gösterdi. Ben de gösterdim ama ne yalan söyleyeyim biraz kendi kendime gösteriyorum galiba tepkimi. Çekindiğim için hatta açıkça korktuğum için sesimi de yeterince yükseltemiyorum. Bu da beni derin bir iç hesaplaşmaya itiyor.

Düşüncem şu: İmamoğlu’nun diploma iptali ve tutuklanması kararı tabii ki siyasi. Bu karar, onun muhalefetin güçlü bir cumhurbaşkanı adayı olma potansiyeline karşı alındı ve hukukla, adaletle hiçbir ilgisi yok. “Artık bu kadar da olmaz” dediğimiz her şey, maalesef birer birer yaşanıyor. Daha önce Güneydoğu’daki belediyelere kayyum atanırken “yanlış” dedik ama sesimiz ülke çapında duyulmadı. Öyle olunca gemi iyice azıya aldılar ve aynı şeyi cumhurbaşkanı adayına da yaptılar. Belki yerine kayyum atanmadı ama büyük bir kitlenin hatta milli iradenin muhtemel tercihinin önü kesildi.

Derdim de şu: Bu olaya tepkiler hem meydanlarda hem de sosyal medyada çığ gibi büyürken, ben de bu tepkileri vermek isterken sessiz kaldım. Çünkü devlet ortaklı, büyük ve kurumsal bir şirkette çalışıyorum. Mitinglere gidersem bu tespit edilecektir, ayrıca sosyal medya paylaşımlarım gözlemleniyor. Olsun ya, bir şey olmaz da diyemiyorum, çünkü daha önce paylaşımları “sakıncalı” bulunduğu için işten çıkartılan çok arkadaşım oldu. Bırakın tepki veren bir paylaşım yapmayı, tepki gösteren bir paylaşımı beğenmeye bile çekinir hale geldim. İşimi kaybetmekten korkuyorum. Bu korku yüzünden haksızlığa tepki gösteremiyorum, haklı olduğunu bildiğim bir sese de omuz veremiyorum.